Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5101 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1939 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın bir kısmının yol olarak tapudan terkini, bir kısmının davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri yönünden verilen dilekçelerle istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın bir kısmının yol olarak tapudan terkini, bir kısmının davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;1-Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesine göre arsa niteliğindeki taşınmaza değer biçilirken dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü olması ve değerlendirme tarihine yakın satışların emsal alınması gerekir.Dava konusu taşınmazın yüzölç??mü 20.115 m2 olduğu halde bilirkişi raporunda, 255 m2'lik arsa vasfındaki taşınmazın 21 m2'ye isabet eden payının satışı emsal alınmak suretiyle kıymet takdirinde ve acele el koyma dosyasında belirlenen m2 birim değerlerinden daha az değer belirlenmiştir. Bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.Bu durumda taraflara, dava konusu taşınmaza benzer yüzölçümlü ve değerlendirme tarihine yakın satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,2-Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ağaçlara ise; yaş, cins ve verim durumu dikate alınmak suretiyle değer biçilmesi gerekirken, ayrıca tespit edilen bu bedele enkaz bedeli eklenmek suretiyle ağaç bedelleri yönünden fazla bedele hükmedilmesi,3-Kabule göre de;a) Değerlendirme tarihi olan 2010 yılında, dava konusu taşınmaz ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal kabul edilen taşınmazın, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerlerinin, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden getirtilip bilirkişi raporu denetlenmeden eksik incelemeyle hüküm kurulması,b) Dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibariyle fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi olduklarının ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilip bilirkişi raporu denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması,Doğru görülmemiştir.Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 21.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.