Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 489 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17638 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Çatalca 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 11/02/2014NUMARASI : 2012/213-2014/134Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R -Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan yapılara resmi birim fiyatları esas alınarak yıpranma payı da düşülerek, ağaçlara ise yaş, cins ve verim durumlarına göre değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Ancak;Dava konusu taşınmazın zemin bedeli bakımından genel deyimlerle değer belirleyen rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.Bu durumda, dava konusu taşınmazın öncelikle değerlendirme tarihi olan 11.05.2012 gününde belediye imar planı içinde olup olmadığı, değilse belediye veya mücavir olan sınırları dahilinde bulunup bulunmadığı ve etrafının meskun olup olmadığı hususları ilgili Belediye Başkanlığı'ndan sorulup, vasfı belirlendikten sonra niteliğine göre yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak, Arsa ise, taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihine yakın zaman içinde serbest satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle emsal taşınmazların ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığının, ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Sicil Müdürlüğü'nden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın emsallere olan mesafesini de gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın re'sen belirlenen vergi değerleri ile emsal taşınmazların satış akit tabloları getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınarak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ile oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma ile arazi ise, taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınarak değerinin belirlenmesi gerekirken, taşınmaza arsa mı arazi mi olduğu anlaşılmayan soyut ifadelerle bedelini belirleyen rapora göre hüküm kurulması,Doğru görülmemiştir.Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.