MAHKEMESİ : Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 19/02/2013NUMARASI : 2012/1009-2013/181Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10.maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırmaya konu bölmün idare adına terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10.maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırmaya konu bölmün idare adına terkini istemine ilişkindir.Mahkemece, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 7 ve 8. maddelerinde düzenlenen dava ön koşullarının davacı tarafça yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir. Yapılan incelemede; dava konusu taşınmaz hakkında kıymet taktiri yapılarak davacı idare tarafından tespit edilen adrese tapu maliki davalı adına uzlaşma davetiyesinin çıkarıldığı, her ne kadar çıkarılan tebligatın davalı adına temsil yetkisi olup olmadığı belli olmayan elden “Metin Karakoç ?? adlı kişiye tebliğ edilmiş ve uzlaşmazlık tutanağı düzenlenmemiş ise de; davalıya duruşma gününün usulüne uygun tebliği üzerine 05.01.2013 havale tarihli davaya cevap dilekçesinde 10.04.2012 tarihinde görüşme yapıldığı ve bedelde uzlaşma sağlanamadığını ve “tespit edilen bedeli düşük bulduğunu” beyan ettiği bu durumda davalının artık anlaşma iradesinin bulunmadığı anlaşıldığından, davacı idare tarafından, Kamulaştırma Kanunu’nun 7. ve 8.maddelerinde sayılan ön şartların, usulüne uygun olarak yerine getirildiğinin kabulü gerekmektedir.4650 sayılı Kanunla, 2942 sayılı Kanunda yapılan değişiklikle de; kamulaştırmanın uluslararası normlara ve Anayasaya uygun ve süratli bir şekilde sonuçlandırılması ve değişiklikten önceki Kanunda kamulaştırma işlemlerindeki kural hataları nedeniyle meydana gelen gecikmelerin önüne geçilmesi amaçlanmış olmasına göre,delillerin toplandığı ve dosyanın keşif aşamasında olduğu da dikkate alındığında bu aşamada usül ekonomisi de gözetilerek yargılamaya devam edilip, işin esasına girilerek hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden, dava ön şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi,Doğru görülmemiştir.Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 24.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.