MAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: -- K A R A R –Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.1-Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmişse de hükme esas alınan bilirkişi raporları yeterli değildir. Şöyle ki; Bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz imar parseli, somut emsal olarak alınan 540 parsel sayılı taşınmaz ise kadastro parseli olduğundan bahisle, emsal karşılaştırması yapılarak bulunan bedele düzenleme ortaklık payı eklenerek değer tespit edilmişse de, dosya içerisindeki Belediye Başkanlığı yazısına göre emsal alınan 540 parsel sayılı taşınmazın da imar parseli olduğunun belirtilmesi karşısında; bilirkişi raporu ile Belediye Başkanlığının yazısı arasında çelişkinin giderilmesi bakımından bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak taşınmaz bedelinin yeniden tespiti, bunun mümkün olmaması durumunda taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, 2-2942 sayılı kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı yasanın 6. maddesi ile eklenen hükme göre uygulanan faizin Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca açılan dava ile hüküm altına alınan ve ödenen bedel çıktıktan sonra kalan miktara uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,Doğru görülmemiştir.Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 12.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.