Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 420 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17124 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Pamukova Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 28/03/2013NUMARASI : 2012/227-2013/136Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Kapama elma niteliğindeki taşınmaza net gelirine göre değer biçilmesi yöntem olarak doğrudur. Bu nedenle davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.Davalı vekilinin temyizine gelince; 1) Taşınmazın mücavir alan içinde olmasına ve bilirkişi raporunda belirtilen diğer niteliklerine göre, objektif değer artırıcı unsurun bulunduğunun kabulü ile buna göre bedel belirlenmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle aksi yönde düşünce sonucu aza hükmedilmesi, 2) Taşınmazın kamulaştırma sonucu kalan bölümünün ikiye ayrıldığı ve yüzölçümleri dikkate alındığında, kalan kısımlarda değer azalışı olduğunun kabulü doğru ise de; değer azalışı oranlarının (a) ve (c) harfli kısımların yüzölçümleri ve konumları dikkate alınarak ayrı ayrı belirlenmesi gerekirken, her iki bölümde aynı oranda değer azalışının olduğunun kabul edilmesi,3) 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içinde sonuçlandırılamadığından, acele el koyma kararından sonra davalı adına bankaya bloke edilen miktarın tespit edilen kamulaştırma bedelinden mahsubundan sonra kalan fark bedele, 25.11.2012 tarihinden itibaren faiz yürütülmemiş olması, Doğru görülmemiştir.Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, davacı idareden peşin alınan temyiz ve taraflardan peşin alınan temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 15.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.