Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3711 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 25307 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki taşınmazın imar planında yeşil alan olarak ayrılması nedeniyle uğranılan zararın tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: İdari yargının görevli olduğundan bahisle davanın görev yönünden reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, taşınmazın imar planında yeşil alan olarak ayrılması nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece idari yargının görevli olduğundan bahisle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu taşınmazın 2000 yılında imar planında yeşil alan olarak ayrıldığı, 2007 senesinde taşınmazın bulunduğu alanda 2891 Sayılı Kanunun 10/c maddesi uyarınca imar uygulaması yapılarak parsel sınırlarının yeniden tespitiyle 5 parsel sayısını aldığı, 2007 yılında yapılan imar planı tadilatı ile imara açıldığı, 2008 senesinde yapılaşmaya kapatılarak yeniden yeşil alana ayrıldığı, taşınmazın 2000 yılından beri kamulaştırma yapılmayarak mal sahiplerinin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlandığı dosya kapsamı ile sabittir.2000 yılından beri imar planında yeşil alan olarak ayrılmış bulunan dava konusu taşınmaz üzerinde davacının ileriye yönelik inşaat yapma, kişisel tasarruflarda bulunma, rayiç değer üzerinden satma, kiralama, yararlı değişiklikler yapma gibi mülkiyet hakkının sahibine verdiği yetkileri kullanma hakkı kısıtlanarak Anayasanın 35. maddesi ile güvence altına alınan bu hakkın, kamu menfaatleri ile bireysel haklar arasındaki adil dengenin bozulmasına yol açacak şekilde kullanılamaz duruma getirildiği ve kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiği anlaşılmıştır.1086 sayılı H.U.M.K'nun 74, 75. ve 76 (6100 sayılı HMK'nun 30 ve 31.) maddeleri ile Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı kararı uyarınca, olayları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Bu nedenle, davanın kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davası olarak kabulü gerekir.Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 16.05.1956 gün ve 1-6 sayılı kararı ile Hukuk Genel Kurulunun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetilerek, davaya bakmanın Adli Yargının görevi dahilinde olduğu kabul edilip, işin esasına girilerek, dava konusu taşınmazla ilgili idare tarafından açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tesciline ilişkin dava da bekletici mesele yapılmak suretiyle, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi, Doğru görülmemiştir.Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U....nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.