Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3523 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 26963 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu edilen 590 parsel sayılı taşınmazın, ... Köyünde 1983 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında 04.03.1958 tarih ve 12 sıra numarasında kayıtlı 8273 m² yüzölçümlü eski tapu kaydı ile 15.000 m² yüzölçümlü 390 tahrir nolu vergi kaydına istinaden, 13175 m² olarak Emin Aktaş adına tespit ve tescil edildiği, davacının ise söz konusu taşınmaza 20.02.2004 tarihinde intikal ve taksim yolu ile malik olduğu, ancak, ... isimli şahıs tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesine dava açılıp, 2001/122 esas sayılı dosya üzerinden görülen davada, taşınmazın Şubat-1983 tarih ve 10 numarada ...'e satılan ve yörede 1984 yılında yapılan kadastro çalışmalarında hiçbir parsele revizyon görmeyen 1936 tarihli tapu kaydı kapsamında kaldığı belirlenerek davacı adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın ... adına tesciline karar verildiği, kararın Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından onanarak 2007 yılında kesinleşmesi üzerine, davacının tazminat istemli iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır.4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesinde "Tapu Sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder." hükmü yer almakta olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu sicil müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulması nedeniyle kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece Devletin memuruna rücuu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır. Tapu Sicilin tutulması görevini üstlenen Devlet, bu sicile tanınan güvenden ötürü hak durumuna aykırı kayıtlardan doğan tehlikeyi de üstlenmiş olmaktadır.Bu durumda; dava konusu edilen 590 parsel sayılı taşınmazın, 1983 yılında yapılan kadastro çalışmalarında Emin Aktaş adına tespit edilmesinin dayanağını oluşturan 8273 m²'lik tapu kaydının, ... Sulh Hukuk Mahkemesinde 1954 yılında açılan taksim davası nedeniyle, satışa ilişkin 269/51 sayılı mahkeme kararına istinaden yapılan müzayede sonucu, taşınmazın davacının murisine satılması ile oluştuğu, ancak oluşan bu kaydın daha eski tarihli olan ve ...'e ait 1936 tarihli tapu kaydı kapsamında yer aldığı gözetilerek, oluşan çifte (mükerrer) kayıt nedeniyle ... tarafından açılan dava ile tapu kaydının iptal edilmesi sonucu davacının zararının 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesinin "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur." ilkesi gereği Hazineden tahsil edilmelidir.Açıklanan nedenlerle; davacı adına olan tapusu iptal edilen 590 parsel sayılı taşınmazın 04.03.1956 tarihli tapu kaydı kapsamında kalan 8273 m²'lik bölümü yönünden açılan davada işin esasına girilerek davacının oluşan zararının tespiti ve bu miktar için davanın kabulü yerine yazılı şekilde hüküm kurulması,Doğru görülmemiştir.Davacının temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.