MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu taşınmazın 1994 yılından itibaren 1/1000 ölçekli imar planlarında oyun ve spor alanı olarak ayrıldığı, taşınmaza, kalıcı olarak el atılmadığı anlaşılmıştır. 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun, "Büyükşehir ve İlçe Belediyelerinin Görev ve Sorumlulukları kenar başlığını taşıyan 7. maddesinin (m) bendinde, "Büyükşehirin bütünlüğüne hizmet eden sosyal donatılar, bölge parkları, hayvanat bahçeleri, hayvan barınakları, kütüphane, müze, spor, dinlence, eğlence ve benzeri yerleri yapmak ve yaptırmak..." görevinin Büyükşehir belediyesine ait olduğu öngörülmüştür. Bu durumda imar planında, oyun ve spor alanı olarak ayrılan dava konusu taşınmazın, çevre parsellerle birlikte değerlendirilerek gerek yüzölçümleri, gerekse konumları itibariyle büyükşehirin bütünlüğüne hizmet eden ya da bölgesel nitelik taşıyan oyun ve spor alanı ve semt sakinlerinin ihtiyacını karşılamak amacı ile ayrılmış bir alan olup olmadığı belirlendikten sonra Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun benzer konudaki 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da dikkate alınarak, imar planında, oyun ve spor alanı olarak ayrılan dava konusu taşınmaza, davalı idare tarafından kalıcı olarak el atılmamış olsa dahi, 3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinin amir hükmü uyarınca 1/1000 ölçekli imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içerisinde, davalı belediyece kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi ve malikin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle bedelinin ödenmesi gerektiği gözetilerek sorumlu idare belirlenip işin esasına girilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir.Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.