Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3477 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 29249 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Dargeçit Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 17/01/2013NUMARASI : 2010/505-2013/6Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.Mahkemece bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Alınan raporlar hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki;1) Dava konusu taşınmazlar kadastro parseli olup, 8.448.81m2 ve 9.919,47m2 yüzölçümlüdür. Emsal alınan taşınmaz ise imar parseli olup 459,01m2'dir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazların emsal alınan taşınmazdan 2.5 kat daha değerli olduğu belirtilmişse de emsal alınan taşınmazın yüzölçümü ile dava konusu taşınmazların yüzölçümleri ve nitelikleri gözönüne alındığında emsal alınarak incelenmeleri doğru değildir.Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesine göre arsa niteliğindeki taşınmazlara değer biçilirken dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü olması ve değerlendirme tarihine yakın satışların emsal alınması gerekir.Dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgelerden benzer yüzölçümlü ve değerlendirme tarihine yakın zamanlarda emsal satışların bulunması doğaldır. Bu durumda taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,2)Bedeline hükmedildiği halde bilirkişi rapor ve krokisinde (E) ve (M) ile gösterilen kısımların tapularının iptaline karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,3)Dava konusu taşınmazların yol olarak elatılan kısımlarının TMK’nun 999. maddesi gereğince terkini yerine, davalı idare adına tesciline karar verilmiş olması,Doğru görülmediği gibi,4) 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde değişiklik yapan ve 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasanın 21.maddesi ile "kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davalarında mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespit davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir. ... açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır." hükmünün getirilmiş olduğu gözetildiğinde, harç ve vekalet ücretinin maktu olarak hüküm altına alınması gerektiğinden;Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 13.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.