Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3376 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21441 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 26/11/2013NUMARASI : 2012/217-2013/460Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir. Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arsa niteliğindeki taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak, üzerlerindeki binalara ise resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payları düşülerek değer biçilmesinde ve 928 ada 5 parsel sayılı taşınmaz bedelinin davalılardan M...ve E.. G..'e ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;1-928 ada 5 parsel dışındaki taşınmazların zemin ve bina bedelleri usulüne uygun olarak tespit edildikten sonra, bölgede arsa olmaması ve piyasa şartları gibi yasal olmayan gerekçelerle, zemin ve bina bedelinin toplamı üzerinden ayrıca % 5 oranında objektif değer artışı uygulayan 12.12.2012 günlü ilk raporun hükme esas alınması suretiyle, fazla bedel tesbiti, 2-2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, Anayasa Mahkemesi’nin 19.12.2013 tarih ve 2013/817 başvuru numaralı 1. Bölüm kararı da göz önüne alınarak, kamulaştırma bedeline faiz yürütülmesine hükmedilmiş ise de; faizin karar tarihine kadar işletilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,Doğru görülmemiştir.Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 24.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.