MAHKEMESİ : İzmir 4. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 22/05/2014NUMARASI : 2010/528-2014/277Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüşen davacı payına takdir edilen karşılığın arttırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, imar uygulaması sırasında bedele dönüşen davacı payına takdir edilen karşılığın arttırılması istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; davacı tarafından yargılama sırasında temlik alınan ipotek alacağının, Ş.. D..'nun paydaş olduğu taşınmazın 1986 yılında 2981 sayılı Yasa hükümleri uyarınca düzenlemeye alınarak, 43 m2'lik hissesinin davalı İ.. O..'na aktarılıp, bu hisse karşılığında Ş.. D.. lehine 6.450,00-TL'lik (eski TL) ipotek tesis edilmesi üzerine, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen hisse için takdir edilen karşılığın arttırılması için işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde değişiklik yapan ve 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile 24.02.1984 tarihli ve 2981 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından doğan ve ipotekle teminat altına alınanlarda dahil olmak üzere her türlü alacak ve bedeller, borçlu idarelerce, ipotek veya uygulama tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunla belirtilen kanuni faiz oranı uygulanmak suretiyle güncellenerek ilgililerine ödenir. Bu hüküm devam eden davalarda da uygulanır." hükmü getirilmiş olup, söz konusu yasal düzenleme açıkça "ipotek borçlusunun" kamu idareleri olması haline ilişkin olup, 2981 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılan imar uygulamalarında, ipotek borçlusunun belediye, valilik gibi kamu idareleri değil, şahıslar olması halinde bedele dönüşen hissenin düzenlemeye tabi tutulmasındaki amaç kamu hizmetine tahsis olmadığından, yukarıda bahsedilen yasal düzenlemenin dava konusu somut olayda uygulanma imkanı yoktur.Bu itibarla; arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak üstün ve eksik yönleri ile oranları belirtilmek suretiyle değer biçilerek ipotek bedelinin arttırılmasına karar verilmesi gerekirken bu usule uygun olmayan bilirkişi kurulu raporu esas alınarak hüküm kurulması,Doğru görülmemiştir.Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 23.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.