Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 31628 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22618 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul 20. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/09/2013NUMARASI : 2012/315-2013/347Taraflar arasındaki Dava, muris M.A. adına kayıtlı 13.04.1945 tarih 12 cilt 66 sahifeye 120 sıra nolu 1838 m2 yüzölçümlü 2510 sayılı Kanuna göre verilen iskan kaydının1959 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşınmaz orman sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle revizyona tabi tutulmayıp taşınmazın tapu kaydının tapu siciline işlenmediğinden TMK.nun 1007. maddesi uyarınca bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine Dairemizce 13.05.2014 gün ve 2014/1 Esas - 2014/13207 Karar sayılı ilam ile bozulmuş bu karara karşı davacı vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, muris Mustafa Andiç adına kayıtlı 13.04.1945 tarih 12 cilt 66 sahifeye 120 sıra nolu 1838 m2 yüzölçümlü 2510 sayılı Kanuna göre verilen iskan kaydı 1959 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşınmazın orman sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle revizyona tabi tutulmayıp taşınmazın tapu kaydının tapu siciline işlenmediğinden TMK.nun 1007. maddesi uyarınca bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine bozulmuş bu karara karşı davacı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.Dosya içerisinde bulunan tüm bilgi ve belgelerden taşınmazın bulunduğu İstanbul İli Sarıyer ilçesi Bahçeköy mülki sınırları içinde kalan Şeytandere Devlet Ormanında 3116 sayılı Kanununa göre ilk orman tahdidi çalışmaları 1938 yılında yapılmış, daha sonra 1979 yılında 6831 sayılı Kanununun 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi çalışmaları, 1989 yılında ise 6831 sayılı Orman Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2-B çalışmaları tamamlanmış ve tüm bu çalışmalar sırasında dava konusu taşınmazın orman sınırları içinde kalma durumunda bir değişiklik olmamıştır.Hatta dava dilekçesinde açıkça kabul edildiği ve 04.02.2013 tarihli bilirkişi kurulu raporunda da belirtildiği üzere taşınmazın 1940 yılında yapılan orman kadastro çalışmaları sırasında orman sınırları içine alındığı anlaşılmıştır.Konuya ilişkin 3402 sayılı Kanunun 45.maddesinin 3 üncü fıkrasındaki orman sınırları içinde kalan veya iskan suretiyle veya toprak tevzii yoluyla verilen yerler...) ifadesinden (... Orman sınırları içinde kalan...) cümlesi Anayasa Mahkemesince 13.06.1989 tarih ve 1989/7 Esas-1989/25 Karar sayılı karar ile iptal edilmiştir.Tüm bu anlatımların ışığında davacının murisine verilen iskan kaydının kadastro tapusuna dönüşmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmıştır.Bu itibarla davacının malik olduğunu belirleyen hukuken geçerli bir kayıttan bahsetmek olanağı söz konusu değildir.Aksi düşünülerek iskan kaydının kişiyi malik kıldığı kabul edilse bile bu kere de 1940 yılında kamuya tahsis edilerek hukuken orman haline dönüştürülen bir taşınmazın dava tarihi itibariyle 221 sayılı Kanunun 1, 2, 4.maddeleri uyarınca bedelini talep etme imkanı ortadan kalkmıştır.Mahkemece verilen davanın kabulüne dair kararın bu gerekçe ile reddedilmesi şeklinde bozulması gerekirken Dairemizce yazılı gerekçe ile bozulduğu bu kere yapılan incelemeden anlaşılmakla,Davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 13.05.2014 gün ve 2014/1 Esas 2014/13207 karar sayılı bozma kararının kaldırılmasına, hükmün bu kere yukarıda açıklanan gerekçe ile BOZULMASINA,davacıdan peşin alınan karar düzeltme harcının istenildiğinde iadesine, 25.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.