Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 31216 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15605 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 18/03/2014NUMARASI : 2013/322-2014/126Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nun 1007.maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nun 1007.maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.Mahkemece, idari yargının görevli olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre; davacının 368 ada 37 parsel sayılı taşınmazdaki 7 no'lu bağımsız bölümün 1/2 hissesini malik Rabiye Gülmez isimli şahıstan 30.05.2003 tarihinde satın aldığı, daha sonra adı geçen malike vesayeten Hüsniye Karabatak'ın 14.11.2003 tarihinde açtığı dava nedeniyle Eskişehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/23 esas-2007/28 karar sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda Rabiye'nin satış tarihinde temyiz kudretine sahip olmadığından tapunun iptali ile tekrar Rabiye adına tesciline karar verildiği anlaşılmıştır.4721 sayılı TMK'nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007.maddesi "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur." hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu sicil müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin mal varlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece, Devletin memuruna rücu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır.Dava konusu olayda, davacı tarafından satın alınan taşınmazın mahkeme kararı üzerine tescilinin iptal edildiği, bu kararın ise yargısal bir nitelik taşıdığı için idari bir işlem veya eylem olarak kabul edilemeyeceği ve bu nedenle de adli yargı görevli olduğundan, işin esasına girilip hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı gerekçelerle davanın görev yönünden reddine karar verilmesi,Doğru görülmemiştir.Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 23.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.