MAHKEMESİ : Merzifon Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 28/03/2013NUMARASI : 2012/232-2013/228Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece, bozma kararına uyularak davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.Mahkemece bozma ilamına uyularak hüküm kurulduğu belirtilmiş ise de; bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.Bilirikişi incelemesi yaptırılmıştır.Alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.Şöyle ki;1)Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesine göre arsa niteliğindeki taşınmazlara değer biçilirken dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça yakın bölgelerde olması ve değerlendirme tarihine yakın satışların emsal alınması gerekir.Merzifon ilçesinde dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden, benzer yüzölçümlü ve nitelikleri aynı satışların bulunması doğaldır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaza 20 km. mesafede olan başka bir ilçedeki taşınmaz emsal alınarak bedel tespit edildiği gibi, dava konusu 198 ada 1 parseldeki 19, 20 ve 23 nolu bağımsız bölüm malikleri ile idare arasında 11.01.2011 tarihinde metrekaresi 7.433,52-TL, 8.106,18 -TL ve 7.436,32-TL'den uzlaşma sağlandığından alınan rapor inandırıcı değildir.Bu itibarla; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazların ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,2)Mahkemece verilen hüküm Dairemiz bozma kararı ile ortadan kalktığı halde, davacı idare adına tescil işlemi yapıldığından bahisle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması,Doğru olmadığı gibi,3)2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, Anayasa Mahkemesi’nin 19.12.2013 tarih ve 2013/817 başvuru numaralı 1. Bölüm kararı da göz önüne alınarak, tespit edilen kamulaştırma bedelinin bozmadan sonra arta kısmına 07.05.2011 tarihinden, son karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmesi gerektiğinden, Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 17.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.