MAHKEMESİ : Şenkaya Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 03/03/2014NUMARASI : 2012/86-2014/30Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş ise de, dosyada davetiye gideri bulunmadığından duruşma isteminin reddi ile incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. Arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesi yöntem itibarıyla doğrudur.Ancak; 1-Dava konusu taşınmaza nadas uygulanmadan değer biçilmesi gerekirken, nadas uygulanmak suretiyle daha az bedel takdir edilmiş olması,2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 12.maddesi gereğince, maktu vekalet ücretini geçmemek üzere avukatlık parası tayin ve takdir edilmesi gerekirken, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olması,3-Dava konusu taşınmazın acele el koyma kararından sonra davalı taraf adına bankaya bloke edilen bedelin, tespit edilen kamulaştırma bedelinden mahsup edilerek fark bedelin ödenmesine karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması,Doğru olmadığı gibi, 4-2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasa'nın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, kamulaştırma bedelinin acele el koyma dosyasında belirlenen bedelden mahsubu ile fark bedele 17.09.2012 tarihinden, karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmesi gerektiğinden, Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 10.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.