Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 19. maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti ve taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Davanın kabulüne dair verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 19. maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti ve taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Davacı idare, dava konusu tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16. maddesinde sayılan kamu mallarından olmadığını tespit etmiş, taşınmazın zilyetlikle iktisap iddiasında bulunan davalının zilyetliğine mahkemece gazete ile yapılan ilan tarihinden itibaren 30 günlük süre geçirildikten sonra üçüncü kişiler tarafından itiraz edilmiştir. Mahkemece bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metoduna göre, üzerindeki yapıya da resmi birim fiyatları esas alınarak değer biçilmesi yöntem bakımından yasa hükümlerine uygundur. Ancak; Kapitalizasyon faizi, Yargıtay içtihatlarına ve bilimsel verilere göre Türkiye genelinde %3 ve %15 arasında değişmektedir. Arazinin az, nüfusun yoğun olduğu Karadeniz sahil bandı gibi bölgelerde kapitalizasyon faizi %3 oranında uygulanmaktadır. Durağan bu niteliklerde bulunmadığından ve bu bölgeden gelen dava dosyaları ile taşınmazın özelliklerine göre kapitalizasyon faizinin %5 olacağı gözetilmeden daha düşük oranda kabulü ile taşınmaza fazla değer biçilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde davacıya geri verilmesine, 18.03.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.