Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2744 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21863 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : İzmir 10. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 18/04/2013NUMARASI : 2010/95-2013/175 Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ve Orman Genel Müdürlüğü hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı Hazine hakkındaki davanın ise kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalılardan Hazine vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davalılar Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ve Orman Genel Müdürlüğü hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı Hazine hakkındaki davanın ise kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; davacılar adına kayıtlı olan taşınmazın, orman sınırları içinde kalması nedeniyle Hazine tarafından açılan dava nedeniyle İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/237 esas – 2008/84 karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda taşınmazın tamamının orman sınırları içinde kaldığından tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın 14.05.2009 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor ve yapılan inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; 1- Arsa niteliğindeki taşınmaza değer biçilirken değerlendirme tarihinden önceki özel amacı olmayan, dava konusu taşınmaza yakın yerlerden, yakın tarihli ve benzer yüzölçümlü satışlar emsal alınıp, üstünlük oranlaması da yapılarak hesaplaması zorunlu olduğu halde, raporu hükme esas bilirkişi kurulunca dava konusu taşınmazdan 5 km uzaklıktaki farklı bir mahallede bulunan satış emsal alındığı gibi, emsal değerlendirme tarihinden çok daha eski tarihli ve küçük yüzölçümlü satış olduğundan rapor geçersizdir.Bu nedenle, taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgeden, benzer yüzölçümlü ve yakın tarihli satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak rapor alınması ve değerlendirme tarihi olan 2008 yılında dava konusu taşınmaz ile bilirkişi kurulunca emsal kabul edilecek taşınmazların, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerleri, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, dava konusu taşınmazın emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporu da denetlenerek, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile karar verilmesi,2- Tapu iptali ve tescil davasına ilişkin dosyada yapılan keşifte taşınmaz üzerinde bulunan ve davacılardan S.T.’a ait olan evin iptal tarihi itibariyle tek katlı olduğu gözetilerek değer biçilmesi, yine aynı davacıya ait sundurma ve barakanın da dava konusu parsel dışında olduğu anlaşıldığından bunların da bedeline hükmedilmemesi gerektiği düşünülmemesi,Doğru görülmemiştir.Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.