Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2728 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21552 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : KDZ.Ereğli 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14/03/2013NUMARASI : 2010/573-2013/69Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK.nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK.nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.Mahkemece, bozma kararına uyularak davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu 292 parsel sayılı taşınmazın Karadeniz Ereğlisi Tapulama Mahkemesi’nin 16.07.1986 tarih 1983/59-1986/84 sayılı kararı ile Ali Ertaş ve arkadaşları adına tescil edildiği, davacı şirketin bu taşınmazı 13.07.2004 tarihinde satın aldığı, 05.05.2005 tarihinde ifrazen 178 ada 98 ve 99 parsel olarak davacı adına tescil edildiği, sonrasında Hazine tarafından açılan davada Karadeniz Ereğli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 28.12.2006 Tarih 2005/342-2006/477 sayılı kararı ile, 99 parselin tamamının, 98 parsel sayılı taşınmazın ise b,c ve e harfleri ile gösterilen bölümlerinin orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği ve kararın derecattan geçerek 22.10.2008 tarihinde kesinleştiği, davacının da tapusunun iptal edilmesi nedeniyle uğradığı zararın tazmini için işbu davayı açtığı anlaşılmıştır.4721 sayılı TMK'nun sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder." hükmü yer almakta olup, tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olduğundan ve tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün teşkil ettiğinden, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK.'nun 1007. maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davaya konu taşınmaz üzerinde bulunan çelik konstrüksiyon fabrika binaları ile içindeki makine ve teçhizatın demontaj, nakliye ve montaj masraflarına hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Ancak;1) Dava konusu taşınmazlar ile ilgili olarak açılan davada; zamanaşımı süresinin dolmadığı gözetilip, davacının gerçek zararın tespiti için özellikle, söz konusu taşınmazların vasfına göre arsa mı, yoksa arazi mi olduğu belirlenip, bu konuda taraflara delillerini ibraz etmek üzere süre verildikten sonra, taşınmazlar arsa vasfında ise emsal karşılaştırması yapılarak; arazi vasfında ise gelir metodu esas alınarak dava tarihindeki değerinin tespiti için mahallinde yapılacak keşif sonucu alınacak bilirkişi kurulu raporuna göre karar verilmesi gerekirken, böyle bir değerlendirme yapmadan taşınmazlara soyut ifadelerle bedel tespit eden rapora göre yazılı şekilde hüküm kurulması, 2)Davalı Hazine harçtan muaf olduğu halde, aleyhine harca hükmedilmesi,Doğru görülmemiştir.Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 11.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.