Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 259 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 14811 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.Arsa niteliğindeki taşınmazlara değer biçilirken; özel amacı olmayan, dava konusu taşınmaza yakın yerlerden, yakın tarihli ve benzer yüzölçümlü satışlar emsal alınıp, üstünlük oranlaması da yapılarak hesaplaması zorunlu olduğu halde, dava konusu taşınmaza soyut ifadelerle değer biçildiğinden, bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir. Bu nedenle, taraflara dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde, benzer yüzölçümlü ve yakın tarihli satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile keşif yapılarak rapor alınması, bilirkişi kurulunca emsal kabul edilecek taşınmazların, satışına ilişkin belgeler ilgili Tapu Müdürlüğünden, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından değerlendirme tarihi itibariyle dava konusu taşınmaz ile emsalin resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri de ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, dava konusu taşınmazların emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporu da denetlenerek, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden eksik inceleme sonucu karar verilmesi,2-Kamulaştırma bedeline 11/05/2013'den itibaren faiz yürütülmesi gerektiği düşünülmeden faiz başlangıç tarihinde hata yapılması,3-Dava tarihi 10/01/2013 olduğu halde karar başlığında 08/04/2015 tarihinin yazılması,4-Davalıya kayyım atanmasına ilişkin mahkeme kararının dosya içine alınması gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile hüküm kurulmasıDoğru görülmemiştir.Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 19/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.