MAHKEMESİ : Divriği Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14/11/2014NUMARASI : 2014/122-2014/346Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın hazine adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı S.. A.. yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın hazine adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, davalılardan S.. A.. tarafından temyiz edilmiştir.Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;1) Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza değer biçmeye emsal olarak esas alınan Ulucamii 155 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 25.12.2009 tarihli satışının, davacı idareye Kamulaştırma Kanunu çerçevesinde yapılan pazarlıkla satış olduğu, serbest satışlardan olmadığı anlaşıldığından bu emsal esas alınarak bedel tespit edilmesi nedeniyle rapor geçersizdir.Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi olan 03.03.2010 tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan mesafesini de gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,2) İlk kararda verilen tescile ilişkin hükmün bozma ile ortadan kalktığı düşünülmeksizin, ilk kararda tescile ilişkin hükmün kesin olduğundan bahisle bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması,3)Tespit edilen bedele dava tarihi olan 03.03.2010 tarihinden sonra 4. ayın bitimi olan 04.07.2015 tarihinden ilk karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken faizin başlangıç tarihinin hükümde hatalı yazılması,4)Dava tarihinin gerekçeli kararda hatalı yazılması,Doğru görülmemiştir.Davalılardan S.. A..'nun temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 23/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.