MAHKEMESİ : Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 10/04/2014NUMARASI : 2013/408-2014/214Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, temlik alacaklısı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı idareler vekilleri, ölü davacı H.. S.. mirasçısı Rafi Sıvacıoğlu ve dava konusu alacağı temlik alan Y.. G.. vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce, ölü tapu kayıt malikinin yerine mirasçısı Rafi Sıvacıoğlu'nun geçtiği kabul edilerek bu yönden düzeltilerek onanmış, bu karara karşı alacağı temlik alan Y.. G..'in karar düzeltme talebi Dairemizce temlik alacaklısının davada taraf sıfatını kazanmadığından bahisle reddedilmiş olup, temlik alacaklısı Y.. G.. vekili tarafından temyiz ve karar düzeltme incelemesi sırasında Dairemizce yanılgıya düşüldüğü iddiası üzerine tekrar inceleme yapılarak, maddi hataya dayalı Yargıtay ilamlarının kaldırılması talep edilmiştir.Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; İstanbul İli, Büyükçekmece İlçesinde bulunan 422 ve 2542 parsel sayılı taşınmazlara İ.. B.. tarafından kamulaştırmasız el atıldığı iddiası ile tapu kayıt malik olan H.. S.. vekili tarafından açılan davada mahkemece ilk olarak İ.. B.. hakkında açılan davanın kabulü ile 985.780,40 TL tazminatın tahsiline karar verildiği, fakat hükmün Dairemizce 12.12.2011 tarihli ilamla, davalı idareye husumet yöneltilip yöneltilemeyeceğinin araştırılması yönünden bozulduğu, mahkemece bozmaya uyularak yapılan inceleme sonucunda dava konusu taşınmazın K.. M..nün sorumluluk sahasında bulunduğunun tespit edilerek, İ.. B.. hakkında açılan davanın husumet yokluğunedeniyle reddine karar verildiği, bu kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine hükmün Dairemizce bu kez 27.05.2013 tarihli ilamla dava konusu taşınmazlara fiilen el atan ve sorumlu idare olan K.. M..nün davaya dahil edilerek hakkında hüküm kurulması gerektiğinden bahisle bozulduğu, mahkemece söz konusu bozma ilamına uyularak, K.. M..nün davaya dahil edilmesi sağlanıp, hakkında açılan davanın kabulüne, İ.. B.. aleyhinde açılan davanın ise husumet yokluğu nedeniyle reddine ilişkin olarak 10.04.2014 tarihli , inceleme konusu kararın verildiği anlaşılmıştır.Yukarıda bahsedilen yargılama safahati öncesinde, tapu kayıt maliki olan davacı H.. S..'nun Adalar Noterliğince düzenlenen 01.07.2010 tarih ve 01361 yevmiye sayılı vekaletname ile Büyükçekmece hudutları dahilinde bulunan dava konusu 422 ve 2542 parsel sayılı taşınmazlar ile ilgili olarak, Kemal Tüysüz isimli şahsa, söz konusu taşınmazları satma, satış vaadi sözleşmesine konu etme, dava açma, avukat tutma, alacak temlik etme vs. yetkileri içeren bir vekaletname verdiği ve bu vekaletnamenin öldükten sonra da geçerli olacağının kararlaştırıldığı, söz konusu vekaletnamedeki yetkisine dayalı olarak Kemal Tüysüz'ün H.. S.. adına Av. A.. G..'e verdiği vekalet üzerine 05.07.2010 tarihinde iş bu davanın açıldığı, yargılama devam ederken 06.02.2011 tarihinde davacı asil H.. S..'nun öldüğü, davacı asilin ölümünden sonra, vekil Kemal Tüysüz'ün bahsedilen vekaletnamedeki yetkisine dayalı olarak H.. S..'nun iş bu davadan kaynaklanan alacağı için yapılan ve Büyükçekmece İcra Müdürlüğünün 2011/3438 ve 2011/3437 sayılı dosyaları üzerinden icra takibi devam eden alacağını 09.05.2011 tarihinde Y.. G.. isimli şahsa temlik ettiği anlaşılmıştır.H.. S..'nun Kemal Tüysüz'e ölümünden sonra da geçerli olacak şekilde vekalet verdiği tarihte yürürlükte bulunan Borçlar Kanununun 397. maddesinde “Hilafı mukaveleden veya işin mahiyetinden anlaşılmadıkça vekalet, gerek vekilin gerek müvekkilin ölümüyle ve ehliyetinin zevali veya iflasıyla nihayet bulur. Şu kadar ki; vekaletin nihayet bulması müvekkilin menfaatlerini tehlikeye koyuyorsa veya mirasçı ve veya mümessili bizzat işlerini görebilecek hale gelinceye kadar vekil veya mirasçısı veya mümessili vekaleti ifaya devam ile mükelleftir” hükmü yer almakta, aynı doğrultudaki düzenleme, halen yürürlükte olan Türk Borçlar Kanununun 513. maddesinde de bulunmaktadır.Vekalet ilişkisini düzenleyen Borçlar Kanunu hükümlerine göre ölümle vekalet ilişkisinin sona ereceği karine olarak hükme bağlanmış, öte yandan bu karinenin iki istisnası bulunduğu da belirtilmiştir. Bu istisnalardan biri müvekkil ile vekil arasındaki sözleşmede ölümden sonra da devam edeceğinin kararlaştırılmış olması, diğeri ise işin niteliğinin vekalet ilişkisinin devamını gerektirmesidir. Nitekim 07.12.1940 tarih ve 1938/20-1940/87 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da vekalet sözleşmesinde ölümden sonra da devam edeceğinin kararlaştırılmış olması veya işin niteliğinden anlaşılması halinde vekalet ilişkisinin ölümden sonra da devam edeceği açıkça vurgulanmıştır.Somut olayda, davacı asilin hayatta iken verdiği vekaletnamenin ölümden sonra da devam edeceğinin açıkça kararlaştırıldığı ve bu yetkiye dayalı olarak vekilin iş bu davadan kaynaklanan alacağı, davacı asilin ölümünden sonra Y.. G.. isimli şahsa temlik ettiği, temlik ilişkisinin Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde geçerli olduğu tüm dosya kapsamı ile sabit olup, bu durumda alacağı temlik alan Y.. G..'in talebi de gözetilerek HMK'nın 125. maddesi uyarınca davada taraf olarak yer almasının sağlanması için hükmün bozulması gerekmektedir.Ne var ki; mahkeme kararı Dairemizce maddi yanılgıya dayalı olarak değişik gerekçe ile düzeltilerek onandığı gibi, aynı yanılgı ile karar düzeltme talebi de reddedilmiş olup, HUMK'un 442. maddesine göre aynı Yargıtay kararına karşı bir defadan fazla karar düzeltme talep edilemeyecek ise de, Yargıtay ilamının maddi hataya dayalı olmasının bu durumun istisnasını teşkil ettiği ve tüm dosya kapsamından Dairemizce yapılan temyiz ve karar düzeltme incelemelerinin maddi hataya dayalı olduğu anlaşılmakla,Alacağı temlik alan Y.. G.. vekilinin talebinin kabulüne, Dairemizin 10.11.2014 gün ve 2014/16574-25405 sayılı ilamı ile 05.05.2015 gün ve 2015/5093-10002 sayılı ilamlarının kaldırılmasına ve hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 22/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.