MAHKEMESİ : Torul Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 27/02/2013NUMARASI : 2012/113-2013/59Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Alınan raporlar hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;1) Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilirken, dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça, aynı ilçeden yakın bölgelerden benzer yüzölçümlü olması ve değerlendirme tarihine yakın özel amacı olmayan satışların emsal alınması gerekir.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; emsal alınan taşınmazın başka bir ilçeden alınması, emsalin satış tarihi ile dava tarihi arasında 9 yıl gibi uzun bir süre olması ve akit tablosu, tapu kaydı, vergi kayıtları getirtilip rapor denetlenmeden bu satışın emsal olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.Bu durumda taraflara; yakın zaman içinde benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi; dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, emsallerle olan mesafesini de gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen emlak vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu araştırılarak, getirtilecek emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,2) Taşınmazın yüzölçümü ve geometrik durumu nazara alındığında bu bölümde inşaat yapımının mümkün olup olmadığı, mümkün ise kısıtlama olup olmayacağı ve oranı ilgili Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğünden sorularak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan 919,51 m2'lik bölümünde kullanım kısıtlığı nedeni ile %20 değer kaybı olduğunun kabulü,Doğru olmadığı gibi,3) 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, Anayasa Mahkemesi’nin 19.12.2013 tarih ve 2013/817 başvuru numaralı 1. Bölüm kararı da göz önüne alınarak, kamulaştırma bedeline 23.12.2012 tarihinden, karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmesi gerektiğinden, Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 30.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.