MAHKEMESİ : Siirt 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 30/12/2014NUMARASI : 2013/1073-2014/1212Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare ile davalılardan O.. B.. vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı idare ve davalılardan O.. B.. vekillerince temyiz edilmiştir. Arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde de yöntem itibari ile bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1- Değerlendirmede esas alınan tarla sebzeciliğinde o yörede hangi sebze ürünlerinin yetiştirildiği ve yetiştiriciliği yapılan her bir sebze ürünü için ayrı ayrı olmak üzere dekar başına ortalama üretim miktarı ile değerlendirme tarihi itibari ile hasat zamanındaki ortalama toptan kilogram satış fiyatları ve dekar başına ortalama masrafı il Gıda Tarım Ve Hayvancılık Müdürlüğü ile diğer resmi kurumlardan sorulup, gelen cevaba göre bilirkişinin zemin bedelinin tespitine ilişkin raporu denetlenmeden eksik inceleme ile karar verilmesi, 2-Dava konusu taşınmazın niteliği ve bilirkişi raporlarına yansıyan özelliklerine göre objektif değer arttırıcı unsur oranı % 50 den fazla olamayacağı halde, bu oran daha yüksek alınarak fazla zemin bedeli tespit edilmesi, 3- Kamulaştırma Kanunun 25/2 maddesi uyarınca mahkemece verilen tescil kararı ile mülkiyetin idareye geçeceği belirtilmiş olup, öncelikle dava konusu taşınmazın bulunduğu köyde 6495 sayılı kanun uyarınca ilan yapılıp, yapılmadığı ve yapılmışsa tarihi tespit edilip, taşınmazdaki yapıların bu ilan tarihinden önce mi, sonra mı yapıldığının tespiti açısından ilan tarihi ve öncesine ilişkin uydu görüntüleri ilgili resmi kuruluşlardan getirtilmesi, bu şekilde tespit mümkün olmazsa, binaların teknik durumları ve gerektiğinde tanık anlatımlarına göre yapılış tarihleri tam olarak belirlenip, sonuçta ilandan önce yapıldıkları yada ilanın hiç yapılmadığının tespiti halinde taşınmazda bulunan tüm yapıların değerinin ödenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile bir kısım yapının bedeline hükmedilmemesi, 4-Bina bedellerine hükmedilmesi halinde ise; Taşınmaz üzerinde bulunan 223,61 m2. yüzölçümündeki yapının ahır niteliğindeki birinci katının 1/B sınıfı kabul edilerek yeniden bedel tespit edilmesi ve yine taşınmaz üzerinde bulunan ve 0-3 yaşında olan 444.28 m2 yüzölçümündeki binanın iç ve dış yapısı incelenip, varsa eksik imalatlar belirlenip, sonucuna göre yapı bedellerine hükmedilmesi gerektiği düşünülmeden, yazılı gerekçe ile bir kısım yapı bedeline karar verilmemesi, Doğru görülmemiştir. Davacı idare ve davalılardan O.. B.. vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz edenlerden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 17/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.