MAHKEMESİ : Siirt 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 16/09/2014NUMARASI : 2013/523-2014/873Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare ile davalı M.. T.. vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare ile davalı M.. T.. vekillerince temyiz edilmiştir. Arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde yöntem itibari ile bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;1-Dosya içerisindeki en son tapu kaydına göre, taşınmaz tamamen davalı M.. T..' a ait olduğundan, bu davalı yönünden davanın kabulü ile bedelin de tümü ile adı geçene ödenmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde tüm davalılara ödenmesine hükmedilmesi, 2-Değerlendirmede esas alınan tarla sebzeciliğinde, o yörede hangi sebze ürünlerinin yetiştirildiği ve yetiştiriciliği yapılan her bir sebze ürünü için ayrı ayrı olmak üzere, dekar başına ortalama üretim miktarı ile değerlendirme tarihi itibari ile hasat zamanındaki ortalama toptan kilogram satış fiyatları ve dekar başına ortalama masrafı İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ile diğer resmi kurumlardan sorulup, gelen cevaba göre bilirkişinin zemin bedelinin tespitine ilişkin raporu denetlenmeden eksik inceleme ile karar verilmesi, 3-Kamulaştırma Kanununun 25/2. maddesi uyarınca, mahkemece verilen tescil kararı ile mülkiyetin idareye geçeceği, keşif tarihi ve gözlemine göre de taşınmazdaki yapının 6495 sayılı Kanun uyarınca, köyde yapılan ilandan önce yapıldığı sabit olup, söz konusu yasa maddesindeki muhtesat bedelinin dikkate alınmayacağına ilişkin hükmün de uygulama yeri olmadığından, taşınmazda bulunan yapının değerinin ödenmesi gerekir.Bu itibarla; taşınmaz üzerinde bulunan yapının dosyaya yansıyan özelliklerine göre, eksik imalat oranı en az % 65 olacağından, buna göre yapı bedeli yeniden belirlenip, sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,Doğru görülmemiştir.Davacı idare ile davalı M.. T.. vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz edenlerden peşin alınan harçların istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 17/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.