MAHKEMESİ : 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 26/11/2013NUMARASI : 2010/536-2013/475Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 30. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 30. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak, üzerindeki ağaçlara ise yaş, cins ve verim durumuna göre değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu nedenle davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.Davalı vekilinin temyizine gelince; 1)Davacı idare tarafından düzenlenen kıymet takdir raporunda dava konusu .. ada 42 parsel (eski 11 parsel) sayılı taşınmaz üzerinde demir kapı bulunduğu tespit edildiği halde, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda gerekçesi açıklanmadan demir kapı bedelinin hesaplamaya dahil edilmemesi,2)Davalı idare vekili bilirkişi raporuna itirazında; kamulaştırma sebebiyle -Haymana devlet yolunun kodunun yükseltildiğini, trafo merkezine giriş bağlantısında kot farkı nedeniyle ulaşım problemi olduğunu, bu sebeple yeni yol yapılması ihtiyacı doğduğunu ileri sürmüştür.Bu nedenle davalı vekilinin itirazları doğrultusunda bilirkişi kurulundan ek rapor alınması, bu mümkün olmadığı takdirde mahallinde yeniden keşif yapılarak davacı idarece yapılan kamulaştırma nedeniyle dava konusu taşınmazda kot farkı oluşup oluşmadığı, kot farkı var ise bunun davalı idarenin ulaşımı yönünden sorun oluşturup oluşturmadığı, sorunun giderilmesi için ne gibi bir işlem yapılmasının gerektiği hususunun ve bunun maliyetinin bilirkişi marifetiyle tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir.Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacı idare harçtan bağışık olduğundan harç alınmamasına, davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 30.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.