MAHKEMESİ : Bafra 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 08/01/2014NUMARASI : 2013/334-2014/3 Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece, HMK 119/2 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.1-Yapılan incelemede; mahkemece davalılardan A. S.'in açık adresinin bildirilmesi ve F. K.'ın veraset ilamının sunulması için HMK'nun 119/1-b-c maddesi gereğince iki haftalık kesin süre verildiği, davacı vekilince süresinde F.K.'ın veraset ilamının sulunduğu, davalılardan A. S. ve Fevziye mirascısı Ü. S.'in ise yapılan araştırmada adres bilgilerine ulaşılamadığının bildirilmiş olduğu anlaşıldığından; Mahkemece, Kamulaştırma Kanununun 7. Maddesinde belirtilen tapu, vergi ve nüfus kayıtları üzerinden ve haricen zabıta marifetiyle davalıların adresleri araştırılarak tespit edilecek adresleri üzerinden işlem yapılması, davalıların bu şekilde adresleri tespit edilemediği takdirde ilanen tebligat yoluna gidilerek dava dilekçesi ve ekleri davalılara tebliğ edilip, işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, yazılı şekilde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine, 2-Diğer davalılar açısından herhangi bir eksiklik olmadığı ve mahkemece de bu husus tartışma konusu yapılmadığı halde, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 14/3. maddesine göre istek halinde veya müşterek mülkiyette paydaşların tek başına dava hakları bulunduğu nazara alınarak, Ayşe ve Ülkü dışındaki davalılar hakkında davanın esastan incelenmesi yapılarak karar verilmesi gerekirken, bu davalılar açısından da davanın gerekçesiz olarak reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir.Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 30.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.