Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24235 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 19258 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki sahte olarak düzenlenen nüfus cüzdanı ile yapılan satış sonucu, iptal edilen tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi üzerine uğranılan zararın 4721 sayılı TMK.nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca BOZULMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 04.04.2013 gün ve 2012/19389 Esas - 2013/6308 Karar sayılı ilama karşı davacı ile davalılardan ... vekillerince verilen dilekçeler ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Sahte olarak düzenlenen nüfus cüzdanı ile yapılan satış sonucu iptal edilen tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi üzerine uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karar davacı vekili ile davalılardan ... ve ... vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce bozulmuş, bu karara karşı davalı ... vekili ile davacı vekillerince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.Dosyanın incelenmesinde; ...) Yasal olmayan yöntemle taşınmaza değer biçilmesi nedeniyle Dairemizce karar bozulurken değerlendirmenin maddi hata sonucu; dava tarihi yerine tapu iptal kararının kesinleştiği tarih olması gerektiği yönünde bozma yapıldığı,...) Hüküm altına alınan alacağın dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi yönünden de kararın bozulması gerekirken, Dairemizce bu hususta bozma yapılmadığı,...) Kabule göre de;Taşınmazın mahkemece belirlenen bedeline emlakçıya ödenen miktar adı altında ilave yapılarak fazlaya hükmedilmesi nedeniyle de kararın bozulması gerekirken, bu hususun bozma konusu yapılmadığı, Bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından, davalı ... ve davacı vekillerinin karar düzeltme istemlerinin kabulü ve Dairemizin 04.04.2013 gün 2012/19389-2013/6308 sayılı bozma kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra işin esasının incelenmesinde, Dava, sahte olarak düzenlenen nüfus cüzdanı ile yapılan satış sonucu, iptal edilen tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi üzerine uğranılan zararın 4721 sayılı TMK.nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.Mahkemece, noter ... hakkındaki davanın reddine, mahalle muhtarı ... ile ... aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalılardan ... ve ... vekillerince temyiz edilmiştir.Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre davalı ... hakkındaki davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu nedenle davalı ... vekilinin tüm, davacı vekili ile davalı ... vekilinin ise aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; ...) Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; kendisinin dava konusu taşınmazın maliki olan..... olduğunu belirten şahsın, kimliğini kaybettiğini belirterek .... Mahalle Muhtarlığına başvurduğu, muhtarlıktan nüfus cüzdanı talep belgesi aldıktan sonra bu belge ile Nüfus Müdürlüğünden kendi resmini taşıyan, ..... adına düzenlenmiş nüfus hüviyet cüzdanı aldığı, bu cüzdan ile .... .... Noterliği’ne başvurarak ....05.2003 tarihli vekaletname ile .... ve .....’u vekil tayin ettiği, bu vekaletname ile dava konusu taşınmazın davacıya satışının gerçekleştirildiği, satıştan sonra, yurt dışında oturan gerçek malik .....'un durumu öğrenerek, ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunduğu ve davacı adına oluşan tapu kaydının iptali için dava açtığı, .... ....Asliye Hukuk Mahkemesinin ........2006 tarihinde kesinleşen 2003/524, 2006/350 sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın davacı adına olan tapu kaydının iptali ile gerçek malik olan ..... adına tesciline karar verildiği ve ilgililer hakkında ceza davaları açıldığı anlaşılmıştır.4721 sayılı TMK.nun 38. maddesi “Kişisel durum sicilinin tutulmasından doğan zararlar, kusurlu memura rücu edilmek kaydıyla, Devletçe tazmin edilir.” hükmünü içermektedir. Yine aynı yasanın 1007.maddesi ''Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.'' hükmünü içermekte olup, bu maddelerde düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, muhtar, nüfus veya ... müdürü ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Bu nedenle uğranılan zarar nedeniyle memura karşı dava açılamayacak ancak, Devlete karşı dava açılabilecek, kusurun varlığı halinde Devlet memuruna rücu edecektir. Dava konusu edilen olayda; tapudaki işlemin dayanağını oluşturan nüfus cüzdanı ve vekaletnamenin sahtecilik yolu ile elde edildiği ve tescilin de yolsuz olarak gerçekleştiği, kesinleşen mahkeme kararları ile sabittir. Davacının zararının kaynağı da; başından beri birleşen tüm işlemlerle birlikte sağlanan bu yolsuz tescildir ve davacının kasıtlı ya da kusurlu eylemleriyle, bu zararın gerçekleşmesine neden olduğuna ilişkin dosyada herhangi bir belirleme bulunmamaktadır.Bu durumda; davacının sahte kimlik ve vekaletnameye dayalı olarak satın aldığı taşınmazların, sonradan yolsuz tescil nedeniyle tapu kayıtlarının iptal edilerek gerçek maliki adına tescil edilmesi nedeniyle uğradığı zararın sadece sahte kimlik ve vekaletname düzenlenmesi ile değil, bu sahte vekaletnamenin tapuda yapılan tescil işlemine dayanak olarak alınmasıyla ortaya çıktığı muhakkak olup, davacının zararı ile tapuda yapılan işlem arasında uygun illiyet bağının kesildiğinden söz edilemez. Yargıtay HGK 2007/...-422-2007/536 sayılı kararı da benzer niteliktedir. Davacının zararı, tapu dairesinde yapılan işlemden kaynaklanmakta olup, dava konusu olayda, Devletin sorumluluğuna ilişkin uygun illiyet bağı ve TMK.nun 1007.maddesi uyarınca kusursuz sorumluluk ilkelerine dayanak olarak zararın tazminine ilişkin koşullar oluştuğundan, ... hakkında kabul kararı verilip, devletin memuru olan mahalle muhtarı yönünden ret kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması, ...) Davacının zararının tespiti amacıyla yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi kurulu raporu, değer biçme yöntemi bakımından hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;Tapusu iptal edilen dava konusu taşınmaz arsa vasfında olduğundan, değerinin, dava tarihten önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının, fiyat artış endeksleri uygulanmak suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle belirlenmesi gerekir.Ne var ki; hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu yönteme uyulmadan değer biçilmiş olup, alınan rapor geçersizdir.Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmazlara yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, gerektiğinde resen emsal celbi yoluna gidilerek, bu emsallere göre taşınmazlara değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak, denetime imkan veren bilimsel verileri içeren rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması,...-Hüküm altına alınan alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmemesi,...-Kabule göre de; taşınmazın mahkemece belirlenen bedeline emlakçıya ödenen miktar adı altında ilave yapılarak fazlaya hükmedilmesi,Doğru görülmemiştir.Davacı ile davalılardan ... vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U....nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacıdan peşin alınan karar düzeltme harcının istenildiğinde iadesine, davalılardan ...'ndan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 26.....2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.