MAHKEMESİ : Bingöl 3. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 29/08/2014NUMARASI : 2014/23-2014/661Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor hüküm kurmaya el verişli değildir. Şöyle ki; Dava konusu taşınmaz mal arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanununun kıymet takdir esaslarını belirten 11. maddesinin 1. fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların değerinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve ??stün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.Somut olayda, emsal kabul edilen Kültür Mahallesi 803 ada, 14 parsel sayılı taşınmazın satış tarihi 17.07.2008 tarihi olduğu halde, satış tarihi olarak 17.07.2003 tarihi esas alınarak buna göre endeks uygulaması yapılarak, taşınmazın m² değerinin belirlenmesi; ayrıca, davaya konu taşınmazın yüzölçümü 293,00 m² olduğu halde, yüz ölçümünün 239,00 m² kabul edilerek, bu yüz ölçüme göre değer belirlenmesi suretiyle düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi raporu geçersizdir.Bu nedenle; taraflar dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü yeni satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Kabule göre de; 1-Bedeline hükmedilen taşınmazın davacı idare adına tescili ile yetinilmesi gerekirken, ayrıca terkin kararı verilmesi, 2-Davacı idare harçtan muaf olmadığı halde, muaf kabul edilerek harç tahsiline yer olmadığına karar verilmesi,3-2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, Anayasa Mahkemesi’nin 19.12.2013 tarih ve 2013/817 başvuru numaralı 1. Bölüm kararı da göz önüne alınarak, kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen miktara 11.05.2014 tarihinden karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz işletilmesi gerektiği halde, faizin dava tarihi olan 10.01.2014 tarihinden başlatılmış olması;Doğru görülmemiştir.Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 10/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.