MAHKEMESİ : Adıyaman 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 09/04/2015NUMARASI : 2014/993-2015/62Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın irtifak hakkı karşılığının tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın irtifak hakkı karşılığının tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece,davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.Dava konusu taşınmaz arsa niteliğinde olup, bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de; alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;1-Dosyaya getirtilen değerlendirme tarihindeki emlak vergisine esas alınan değerlerin karşılaştırılmasında, emsal olarak incelenen 1310 ada 149 parsel sayılı taşınmaz, dava konusu taşınmazdan daha fazla değerde olduğu halde, dava konusu taşınmazın emsalden daha değerli olduğunun kabulü ile yasal olmayan gerekçelerle değerlendirme yapılması doğru değildir. Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden, yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü emsal satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılıp sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,2-13.03.2015 gün ve 29294 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi'nin 13.11.2014 gün ve 2013/95-2014/176 sayılı kararı ile; 6487 saylı Yasanın 21. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun başlığı ile birlikte değiştirilen geçici 6. maddesinin on üçüncü fıkrası "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihlerini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle Anayasanın 2 ve 35. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir.Somut olayda, dosyada bulunan delil ve olgulara göre, dava konusu taşınmaza 04.11.1983 gününden sonra el atıldığı anlaşılmaktadır.Bu durumda, temyiz edenin sıfatına göre, davanın niteliği gereği ve el atmanın gerçekleştirildiği tarih itibariyle harcın nispi olarak tahsil edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,Doğru görülmemiştir.Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 10/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.