Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23535 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16375 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Halfeti Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14/03/2013NUMARASI : 2012/25-2013/71Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm; taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre, dava konusu taşınmazın 2771 m2'lik bölümünün 1981 tarihinde davalı idarece kamulaştırıldığı, kamulaştırma bedelinin tespit edilip, Ziraat Bankası'na bloke edildiği ancak o tarihteki tapu maliklerinden Ö. Ş.' e çıkarılan tebligatın oğlu O.. Ş..'e tebliğ edildiğine dair şerhe ilişkin belge varsa da aynı çatı altında tebliğ yapılıp yapılmadığı anlaşılamadığından usulüne uygun tebligat yapılmadığı, yine tapu maliklerinden A. Ş.'in ölü olduğundan kendisine tebligat yapılamadığı gibi mirasçılarına da tebligat çıkarılmadığı, bu nedenle kamulaştırma işleminin kesinleşmediği anlaşıldığından davanın kamulaştırmasız el atma davası olarak kabulü ile esas hakkında hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalı idare vekilinin yukarıda açıklanan yönlere değinen temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin diğer ve davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;Arsa vasfındaki taşınmaz üzerindeki ağaçlar taşınmaza kapama fıstık bahçesi niteliği kazandırdığından gelir metoduna göre net geliri esas alınarak değer biçildikten ve zemine ekilebilecek münavebe ürünlerinin net gelirine göre biçilen değer düşüldükten sonra ağaçların bedelinin tespitinde yöntem olarak bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;Taşınmazın zemin bedeli yönünden, bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de, alınan rapor ve yapılan araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; 1- Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesi uyarınca arsalara değerlendirme tarihinden önceki özel amacı olmayan yakın tarihli ve benzer yüzölçümlü satışlara göre değer biçilmesi gerekir.Dava konusu taşınmaz 64.800 m2 yüzölçümünde olmasına rağmen hükme esas alınan raporda emsal taşınmaz 350 m2 yüzölçümünde olup, bu nedenle emsal olarak değerlendirilemez.Bundan ayrı, emsal karşılaştırması yapılırken emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yanları mkayese edilip, dava konusu taşınmaz ile emsal olarak alınan taşınmazın Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerleriyle de karşılaştırma yapılarak değer tespiti gerekir. Bu nedenle, taraflara yakın tarihli ve benzer yüzölçümlü emsal bildirmeleri için imkan tanınması, gerektiğinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak, emlak vergi değerleri de belediyeden istenip, bilirkişi kurulunun saptayacağı değer ile karşılaştırılmak suretiyle hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden soyut ifadelerle emsal ile dava konusu taşınmazın aynı değerde olduğu kabul edilerek inandırıcı olmayan rapora göre karar verilmesi doğru olmadığı gibi; ayrıca, mahkemece yetersiz gerekçe ile bu raporda belirlenen değerden %50 oranında resen indirim yapılmak suretiyle hüküm kurulması,2- Davacı tarafça ağaç enkazının alınıp alınmadığı hususu tespit edilmeden hükme esas alınan zirai bilirkişi raporunda enkaz bedellerinin tespit edilen bedelden düşülmesi suretiyle aza hükmedilmesi,3- Davacıların tapudaki ve veraset ilamındaki hisseleri oranında karar verilmesi gerekirken tam hisse üzerinden bedel ve tescil kararı verilmiş olması,4-Dava konusu taşınmaza yol olarak el atıldığı anlaşıldığından TMK 999. maddesi gereğince tapudan terkinine karar vermek gerekirken davalı idare adına tescil kararı verilmesi,Doğru görülmemiştir.Taraf vekillerinin temyiz itirazları doğrultusunda açıklanan nedenlerle hükmün H.U.M.K 428. maddesi gerğince BOZULMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 22.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.