Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23533 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14127 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Bulanık Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 05/04/2013NUMARASI : 2012/332-2013/264Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosya kapsamına göre; kök parsel olan 481 parsel sayılı taşınmazın davalı idarece Baraj alanında kalması nedeniyle kamulaştırıldığı, davanın, ifrazen oluşan ve kamulaştırılmayan kısım olan 728 parsel sayılı taşınmazın etrafının göl suları ile çevrilerek taşınmaza ulaşım ve taşınmazdan istifade olanağının yitirilmiş olması nedeniyle açıldığı, kök parselden ifraz olan 729 parsel sayılı taşınmazın ise kamulaştırıldığı, bedelinin davacıya ödendiği ve kamulaştırma işleminin kesinleştiği anlaşılmaktadır.2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun'un 12 maddesinde; bir kısmı kamulaştırılan taşınmaz maldan artan kısım yararlanmaya elverişli bir durumda değil ise, kamulaşt??rma işlemine karşı idari yargıda dava açılmayan hallerde mal sahibinin en geç kamulaştırma kararının tebliğinden itibaren otuz gün içinde yazılı başvurusu üzerine, bu kısmın da kamulaştırılmasının zorunlu olacağı düzenlenmiştir.Ancak; davacı, dava konusu taşınmazın etrafının, kök parselin kamulaştırılmasınadan sonraki süreçte, göl suları ile çevrilip, ulaşım ve yararlanma imkanının sonradan kaybolduğunu iddia ettiğinden, mahkemece taraflardan bu konudaki delilleri sorularak, sunulması halinde dosya arasına alınarak, varsa tanıkları ve mahalli bilirkişilerle yapılacak keşifte, taşınmaz başında dinlenip, sonucuna göre taşınmazdan yararlanma imkanının kalıp kalmadığının tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 22.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.