MAHKEMESİ : Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 24/06/2013NUMARASI : 2012/868-2013/688Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; davacı ve murisi Behice Saydağ'ın hissedar olduğu 1290 parsel sayılı taşınmazın, okul ve açık pazar alanı olarak 1985 yılında davalılardan Büyükçekmece Belediye Başkanlığı tarafından kamulaştırıldığı, söz konusu taşınmazın Çatalca 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 27.04.1988 tarih ve 1987/95-1988/323 sayılı kararı ile 6830 sayılı Kanunun 16. maddesi uyarınca Büyükçekmece Belediye Başkanlığı adına tapuya tesciline karar verildiği ve 02.05.1989 tarihinde de taşınmazın hükmen belediye adına tescil edildiği anlaşılmıştır. Kamulaştırma Kanununun 25. maddesi uyarınca hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi mal sahibi açısından, usulüne uygun olarak yapılan tebligatla başlar.Kendisine usulüne uygun kamulaştırma tebligatı yapılmamış kişi açısından kamulaştırma işlemi başlamayacağından bu kişiye ait taşınmazın Kamulaştırma Kanununun 16. maddesine istinaden daha önce tescil kararı verilmesi de dava açılmasına engel teşkil etmez. 13.03.2015 gün ve 29294 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi'nin 13.11.2014 gün ve 2013/95-2014/176 sayılı kararının 14.09.2015 günü yürürlüğe girmesi ile; 6487 sayılı Yasanın 22. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen geçici 7. maddesinin iptal edildiği anlaşılmakla bu maddenin uygulanması da mümkün değildir. Bu durumda, kamulaştırma işleminin davacıya ve murisi Behice Saydağ'a usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği ve tamamlanmış bir kamulaştırma işlemi olmaksızın idarece taşınmaza fiilen el konulduğu bu nedenle, adı geçen davacının kamulaştırmasız el koymadan kaynaklanan tazminat talebinde bulunma imkanının olduğu nazara alınarak işin esasına girip talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi,Doğru görülmemiştir.Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 07/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.