MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 11/07/2013NUMARASI : 2012/415-2013/465Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasanın 22. maddesi ile Kamulaştırma Kanununa eklenen geçici 7. maddede belirtilen yasal düzenleme uyarınca reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.Dosyadaki delil ve belgelere göre verilen karar usul ve yasaya aykırıdır.Şöyle ki; 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasanın 22. maddesi ile Kamulaştırma Kanununa eklenen geçici 7. maddede "mülga 31.08.1956 tarihli ve 6830 sayılı İstimlak Kanununun 16. ve 17. maddeleri ile 2942 sayılı Kanununun mülga 16. ve 17. maddeleri uyarınca, mahkemelerce idare adına tescil kararı verilen kamulaştırmalarda, tebligatlar ve diğer kamulaştırma işlemleri tamamlanmış sayılır. Bu kamulaştırma işlemleri sebebiyle hiçbir hak ve alacak talebinde bulunulamaz, kamulaştırmaya veya bedeline karşı itiraz davası açılamaz; açılmış ve devam eden davalar bu madde hükmü uygulanarak sonuçlandırılır" hükmü yer almakta olup, 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasanın 22. maddesi ile Kamulaştırma Kanununa eklenen geçici 7. madde hükmü usulüne uygun olarak açılıp, davada taraf teşkil sağlandıktan sonra yapılan yargılama sonunda verilen ve hukuken kesinleşmiş mahkeme kararlarına ilişkin olarak uygulanabilecek bir düzenlemedir. Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2001/29 esas ve 2002/841 karar sayılı dosyasında dava konusu taşınmazda muris Ö. A. payının iptali ile 6830 sayılı yasanın 17. maddesi uyarınca davalı idare adına tesciline karar verilmiş ise de ; anılan dava dosyasında dava dilekçesi davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan yapılan yargılama sonunda verilen kararın da davalı tarafa geçerli olacak şekilde tebliğ edilmeyerek usulen kesinleştirilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, davalı idarenin taşınmaza el attığı gözetilerek, mahallinde keşif yapılıp alınacak rapor sonucuna göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle reddine dair hüküm kurulması,Doğru görülmemiştir.Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 20.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.