MAHKEMESİ : Amasya 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 20/12/2012NUMARASI : 2012/45-2012/486Taraflar arasındaki 4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tesbiti ve kamulaştırılan taşınmazların terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, 4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tesbiti ve kamulaştırılan taşınmazların terkini istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.14.11.2012 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunda dava konusu 3344 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan yapılara bayındırlık birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı düşülerek, ağaçlara ise yaş, cins ve sayılarına göre maktuen değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;Dava konusu taşınmazların Yeşilyenice Belediye Başkanlığının 13.11.2012 gün ve 563 sayılı yazısına göre kısmen imar planı dahilinde bulunup taşınmazların karayolları kamulaştırma koridoru içerisinde kalan kısmının bu nedenle imar planı içerisinde olmadıklarının açıklandığı dikkate alındığında taşınmazlar arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanununun kıymet takdir esaslarını belirleyen 11. maddesinin 1. fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda taşınmazlara kapama karışık meyve bahçesi olarak değer biçildiği gibi, arsa olarak değer biçen bilirkişi kurulu raporunda ise hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda tespit edilen m2 birim fiyatı esas alınarak soyut ifadelerle değer biçildiğinden bu raporlara göre hüküm kurulması mümkün değildir.Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığının ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan mesafesini de gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,2-Kabule göre de;a)Dava konusu taşınmazların arta kalan bölümlerinin yüzölçümü ve geometrik durumu nazara alınarak, bu bölümlerde değer değişikliği olup olmayacağı yönünden değerlendirme yapılması için ek rapor alınması gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru olmadığı gibi;b)2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içinde sonuçlandırılamadığından, Anayasa Mahkemesi'nin 19.12.2013 tarih ve 2013/817 başvuru numaralı 1. bölüm kararı da göz önüne alınarak, kamulaştırma bedeline 27.05.2012 tarihinden, karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmesi gerektiğinden,Mahkeme kararının açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazları doğrultusunda H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 02.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.