MAHKEMESİ : Silivri 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 26/11/2013NUMARASI : 2010/732-2013/402Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.I-Davalı Karayolları Genel Müdürlüğünce dava konusu taşınmazın el atıldığı belirtilen 1160 m2 kısmının kamulaştırıldığı iddia edildiğinden; davacı H.. A.. ile diğer davacılar murislerinin paylarının kamulaştırılmasına ilişkin tüm kamulaştırma belgeleri (kamulaştırma kararı, acele el koyma dosyası, kamulaştırma bedelinin bankaya bloke ve ödeme evrakları, murisin veya mirasçılarının adres araştırma belgeleri, ilanen tebliğ belgesi varsa noter tebligatı) davalı idareden ve ilgili kurumlarından(Noterlik, banka gibi) temin edilip geçerli bir kamulaştırma işlemi yapılıp yapılmadığı araştırılarak, ayrıca Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından sunulan noter tebligatı fotokopisinde adı geçen Ü. M. ile davacılar arasında varsa hukuki ilişkiyi gösteren veraset ilamı vb. belgeler temin edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme ile hüküm kurulması, II-Kabule göre de;Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Yapılan inceleme ve alınan rapor geçersizdir. Şöyle ki;1-Dosyadaki belgelerden;dava konusu taşınmaza Karayolları Genel Müdürülüğünce el atıldığı anlaşıldığından, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı hakkındaki davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekirken, davalı idarelerin müteselsilen sorumlu tutulmaları, 2-Dava konusu taşınmazlar arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanununun kıymet takdir esaslarını belirten 11.maddesinin 1.fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle belirlenmesinden sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal incelemesi yapılmadan soyut ifadelerle değer biçildiğinden, bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığının ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan mesafesini de gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,3-Karayolları Genel Müdürlüğü'nün 20/05/2011 tarihli yazısında dava konusu taşınmazın önce 1160 m2, sonrasında 578 m2'sinin kamulaştırıldığı belirtildiği halde; aynı idarenin 06/07/2011 tarihli yazısında "578 m2 kısmının kamulaştırıldığının sehven yazıldığı ve dikkate alınmaması gerektiği" belirtildiği halde, fen bilirkişi raporunda 578 m2 'lik kısma fiilen el atılıp atılmadığı açıkça belirtilmeden eksik inceleme ile idarenin yazılarına atıf yapılarak bu kısmın da kamulaştırıldığına dair değerlendirme yapılması,Doğru olmadığı gibi, 4-2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde değişiklik yapan ve 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasanın 21.maddesi ile "kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davalarında mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespit davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir. ... açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır." hükmünün getirilmiş olduğu gözetildiğinde, harç ve vekalet ücretinin maktu olarak hüküm altına alınması gerektiğinden;Taraf vekillerinin temyiz itirazları doğrultusunda hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde ödeyenlere iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 02.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.