Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22837 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13925 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Siirt 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 02/07/2013NUMARASI : 2012/1565-2013/526Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.1-Dava konusu taşınmazlar arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanunu'nun kıymet takdir esaslarını belirten 11.maddesinin 1.fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların değerinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan ve benzer yüzölçümlü emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.Hükme esas alınan bilirkişi raporundaki emsal taşınmazın satış tarihi değerlendirme tarihi olan 07.12.2011 tarihinden sonra olup, bu satışın emsal olarak alınmaları mümkün olmadığı gibi, dava konusu taşınmazın yüzölçümü 16.217 m2 olduğu halde, emsal taşınmaz 553 m2 olduğundan bu yönü ile de uygun emsal değildir.Bu itibarla değerlendirme tarihinden önceki özel amacı olmayan ve benzer yüz ölçümünde emsal satışlara göre değer biçilmesi için taraflara uygun emsalleri bildirmeleri amacıyla mehil verilmesi ve gerektiğinde mahkemece resen emsal kayıtları da getirtildikten sonra yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, geçerli olmayan rapora dayanılarak eksik inceleme ile hüküm kurulması,2-Kabule göre, 6100 sayılı HMK’nun 177 ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 04.02.1948 gün ve 10/3 sayılı kararına göre bozmadan sonra ıslah suretiyle talep sonucunun arttırılması mümkün değildir. Fazlaya dair hakların ek dava açılmak suretiyle istenmesi gerekir.Bu itibarla dava dilekçesindeki miktar üzerinden hüküm kurulması gerekirken, ıslah dilekçesindeki talep nazara alınarak fazlaya hükmedilmesi,Doğru görülmemiştir.Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 01.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.