MAHKEMESİ : Trabzon 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 15/07/2013NUMARASI : 2012/516-2013/401Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekillerince temyiz edilmiştir.Taşınmaz üzerindeki ağaçlara yaş, cins ve verim durumu esas alınarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Zemin bedelinin tespitine gelince;Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmişse de, hükme esas alınan bilirkişi raporu karar vermeye yeterli değildir. Şöyle ki;Bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın imar, somut emsal alınan 540 parsel no lu taşınmazın ise kadastro parseli olduğu belirtilerek, emsal karşılaştırması yapılarak bulunan bedele düzenleme ortaklık payı eklenerek değer tespit edilmişse de, dosya içerisindeki Belediye Başkanlığı yazısına göre emsal alınan 540 nolu parselin de imar parseli olduğunun belirtilmesi karşısında bilirkişi raporu ile Belediye Başkanlığının yazısı arasındaki çelişkinin giderilmesi bakımından bilirkişi kurulundan ek rapor alınması, bunun mümkün olmaması durumunda, taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir.Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 01.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.