Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22331 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7649 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 26/03/2012NUMARASI : 2008/363-2012/148Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 19. maddesine dayanan muhdesat bedelinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 19. maddesine dayanan muhdesat bedelinin tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece verilen kesin süre içinde gider avansı yatırılmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.1-Davalılardan D.. K.. hakkında .... ada 3 parsel yönünden açılan davanın tefrikine ve başka dosya ile birleştirilmesine karar verildiğinden karar başlığında bu davalının adına yer verilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru olmadığı gibi,2-Asıl davanın açıldığı tarih itibariyle gider avansı alınmasına yönelik bir düzenleme mevcut değildir. 6100 sayılı HMK 114/1-g maddesinde dava şartı olarak düzenlenen gider avansının alınması müessesesi 1086 sayılı HUMK döneminde açılan derdest davalarda da uygulanacaktır. HMK.’un 115/2 maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 6. maddesi birlikte değerlendirildiğinde; gider avansının nelerden ibaret olduğu net olarak belirtilerek ve hukuki sonuçları hatırlatılarak gider avansının tamamlanması için kesin süre verilecek, bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilecektir. Yazılı şekilde uygulama yapılmadan dava şartı noksanlığından davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup mahkemece gider avansı yatırılması için kesin süre verilmesinin amacı taraf teşkilini sağlamak olduğu, gerekçeli kararın tebliği aşamasında ise taraf teşkilinin sağlandığı anlaşıldığından, usul ekonomisi ilkesi gereği işin esasına girilerek karar verilmelidir.Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 25.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.