Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21894 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14089 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 13/09/2013NUMARASI : 2012/63-2013/736Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idareler vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idareler vekillerince temyiz edilmiştir. Mahallinde yapılan keşif sonucu alınan rapor uyarınca, dava konusu 1892 ve 3777 parsel sayılı taşınmazların dava tarihindeki değerinin biçilmesi ve bedelin D.. M..’nden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu gibi, el atılan taşınmazlar, baraj gölü içinde kaldığından, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/C maddesi uyarınca tapudan terkinine karar verilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu nedenle davalı D.. M.. vekilinin tüm, diğer davalı İ.. M.. vekilinin ise aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; 1-) Davaya konu 3376 parsel sayılı taşınmaz göl mutlak koruma alanı olarak ayrılmış ise de; mahallinde yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporlarına göre, taşınmaza davalı İ.. M.. tarafından fiilen el atılmadığı anlaşılmıştır.11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı yasanın 21. maddesi ile Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde yapılan değişiklik ile; “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü getirilmiştir.Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir.Yukarıda açıklanan nedenlerle, bu idareye karşı açılan davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden, dava dilekçesinin görev yönünden reddi yerine, yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-) Davacılardan M. Y. ’ın karar başlığında gösterilmemesi,Doğru görülmemiştir.Davalı İ.. M.. vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, D.. M..nden aşağıda yazılı kalan harcının alınmasına, İ.. M..nün temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve tarafların temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 24/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.