MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın idari yargı görevli olduğundan bahisle mahkemenin görevsizliğine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, idare yargı görevli olduğundan bahisle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.Yapılan incelemede; dava konusu taşınmazların 26.03.1999 tarihli 1/5000 ölçekli Kayışdağı Revizyon Nazım İmar Planında "Sağlık tesis alanında" kalmakta iken 23.03.2011 tarihli 1/1000 ölçekli Kayışdağı ve İnönü Mahallesi Revizyon Uygulama İmar Planında 1857 parselin tamamı ile 1856 ve 1855 parsellerin büyük bir kısmının "Sağlık Tesisi Alanında" 1856 ve 1855 parsellerin çok küçük bir kısmının ise "yol alanında" kaldığı; ancak, o tarihten sonra dava konusu taşınmazların amacına uygun olarak imar programlarına alınmadığı ve sorumlu idare tarafından kamulaştırılmayarak mal sahiplerinin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlandığı ve taşınmazlara davalı idarece fiilen el atılmadığı tespit edilmiştir.Öte yandan; 1999 yılından beri sağlık tesis alanı ve yol olarak ayrılmış bulunan dava konusu taşınmazlar üzerinde, davacıların ileriye yönelik, inşaat yapma gibi kişisel tasarruflarda bulunma, rayiç değer üzerinden satma, kiralama, yararlı değişiklikler yapma gibi mülkiyet hakkının sahibine verdiği yetkileri kullanma hakkı kısıtlanarak Anayasanın 35.maddesi ile güvence altına alınan bu hakkın, kamu menfaatleri ile bireysel haklar arasındaki adil dengenin bozulmasına yol açacak şekilde kullanılmaz duruma getirildiği ve kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiği anlaşılmıştır.Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetilerek, taşınmazın aynına ilişkin davaya bakmanın Adli Yargının görevi dahilinde olduğu kabul edilip, işin esasına girilerek sorumlu idare de belirlendikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu dosyaya ilişkin Uyuşmazlık Mahkemesi kararı bulunmadığı halde, aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması,Doğru görülmemiştir.Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U....nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.