Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21471 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12192 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Tekirdağ 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 07/06/2013NUMARASI : 2012/177-2013/283Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Taşınmazın arazi niteliğinde kabulü doğru olup, gelir metoduna göre değer biçilmesinde yöntem itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir. Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Davalı vekilinin temyizine gelince; 1-Dava konusu taşınmazın özellikleri, bilirkişi raporunda belirtilen hususlar ve aynı bölgeden Dairemize intikal eden dava dosyaları göz önünde bulundurulduğunda; net gelir metoduna göre tespit edilen bedeline %120 oranında objektif değer arttırıcı unsur uygulanmak suretiyle değer biçilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 2-Dava konusu taşınmaz baraj gölü içinde kaldığından tapudan terkini yerine, davacı idare adına tesciline karar verilmesi, 3-2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, Anayasa Mahkemesi’nin 19.12.2013 tarih ve 2013/817 başvuru numaralı 1. bölüm kararı da göz önüne alınarak, kamulaştırma bedeline 12.09.2012 tarihinden, karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir.Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, davacı idareden alınan temyiz ve taraflardan alınan temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 18.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.