MAHKEMESİ : Silvan Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 15/03/2013NUMARASI : 2012/223-2013/133Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş ise de duruşma isteminin reddi ile incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verilerek dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, geçerli bir kamulaştırma işlemi bulunduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 25. maddesi uyarınca hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi, mal sahibi açısından, usulüne uygun yapılan tebligatla başlar. Kendisine usulüne uygun kamulaştırma tebligatı yapılmamış kişi açısından kamulaştırma işlemi başlamayacağından bu kişiye ait taşınmazın Kamulaştırma Kanununun 17. maddesine istinaden daha önce tescil kararı verilmesi de dava açılmasına engel teşkil etmez 13.03.2015 gün ve 29294 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 gün ve 2013/95-2014/176 sayılı kararının 14.09.2015 günü yürürlüğe girmesi ile; 6487 sayılı Yasanın 22. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen geçici 7. maddesinin iptal edildiği anlaşılmakla bu maddenin uygulanması da mümkün değildir. Bu itibarla;1) Dosya kapsamındaki, tapulama tutanağı, kamulaştırma evrakı, noter tebliğ mazbataları ile tüm bilgi ve belgelere göre; dava konusu taşınmazın 30.07.1968 tarihinde M. Nuri Bulut, Hüseyin Dursun, Mehmet Tahir Aralayıcı adına kadastroca tespit edildiği, Silvan Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.10.1972 tarihli 1972/55 Esas 1972/ 45 sayılı karar fotokopisine göre taşınmazın davalı idare adına tesciline karar verildiği, karara ilişkin dosyanın zayi olduğundan temin edilemediği, taşınmazın tapuda halen davacılar adına kayıtlı olduğu, kamulaştırma evrakının tebliğine ilişkin olarak dosya arasına celbedilen tebliğ mazbatalarında tebligatın, 28.03.1978 tarihinde Hüseyin Dursun ve Mehmet Tahir Aralayıcı' nın "zatına" yapıldığı belirtilmiş ise de her iki tebligat üzerindeki imzaların açıkça aynı imza olduğunun anlaşıldığı, ancak imzanın hangi şahsa ait olduğunun anlaşılamadığı gibi, davacı vekilinin dosyaya, imza yönünden delil olmak üzere sunduğu, başka amaçla düzenlenen tapu senedinden 1977 tarihinde Hüseyin Dursun'un kaşe ve parmak izi kullandığı görülmüştür.Dava konusu taşınmazın, diğer maliki olan Mehmet Nuri Bulut' a ise kamulaştırmaya ilişkin olarak yapılan bir tebliğ veya taşınmaz maliklerine ödeme yapıldığına dair bir bilgi ve belgeye dosyada rastlanmamıştır.Bu durumda Hüseyin Dursun ve Mehmet Nuri Bulut yönünden ortada geçerli bir kamulaştırma işlemi bulunmadığından ve Mehmet Fehri Aralayıcı bakımından ise 28.03.1978 tarihinde yapılan tebligatın geçerli olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre, mahkemece işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçelerle ret kararı verilmesi,2) Dava konusu taşınmazın toplulaştırma işlemleri sonuçlanıp yeni tapu kayıtlarının oluştuğu anlaşıldığından, ihbar olunan T.. M..'nün davalı olarak davaya dahil edilip, dava konusu taşınmazın niteliğine göre seçilecek bilirkişi heyeti ile mahallinde keşif yapılıp, el atılan bölüm toplulaştırma sonucu oluşan ve kesinleşen yeni tapu kayıtlarına göre kamu kesintisi olarak ayrılan kısımda kalıyorsa bu bölüm yönünden davanın reddine; yapılan toplulaştırma sonucunda davacılar adına yeni oluşan tapu kaydı kapsamındaki bölüme el atılmışsa bu bölüm bedelinin fiilen el atan davalı idareden tahsiline karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,Doğru görülmemiştir.Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 18/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.