Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1999 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 24836 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ : Çorlu 1. Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı idare ile davalılardan ... vd. vekilleri yönünden verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R -Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekili ile davalılardan ... vd. vekillerince temyiz edilmiştir.Mahkemece bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde kabulü doğru olup davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.Davalılardan ... vd. vekilinin temyizine gelince;1) Bilirkişi kurulu raporunda; dava konusu taşınmazın değeri; emsal olarak incelenen ve m2 satış bedelleri değerlendirme tarihine endekslenen 1889 ve 1918 parsel numaralı taşınmazların % 13 (yaklaşık 8 kat) ü, 9 parsel numaralı taşınmazın ise % 7 (yaklaşık 14 kat) si kabul edilerek belirlendiğinden, aralarında yüksek oranda değer farkı olan taşınmaz ile emsal olarak incelenen taşınmaz satışlarına göre düzenlenen bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir. Bu durumda taraflara emsal bildirmeleri için yeniden imkan tanınması, gerektiğinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak alınacak raporda emsal taşınmazlarla, taşınmazın Emlak Vergisine Esas Metrekare Rayiç Bedeli Komisyonu tarafından belirlenen m² değerleride üstünlük oranı yönünden tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,2-Kabule göre de; Arta kalan 672,70 m²'lik bölümün yüzölçümü ve geometrik durumuda dikkate alındığında ve bilirkişi raporunda yazılı gerekçelerde gözetilerek bu bölümünde bedeline hükmedilmesi, el atmadan arta kalan 16.461,93 m²'lik kısmında ise yüzölçümüne göre değer kaybı olmayacağı hususunun gözetilmemesi,Doğru görülmemiştir.Davalılardan ... vd. vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde davalıya iadesine, davacının temyiz harcı ile tarafların temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.