Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 194 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 12410 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.1)Mahallinde yapılan keşifte taşınmazın kamulaştırılan kısmının regülatör alanı olarak kullanıldığının mahkeme gözlemi ile tutanak altına alındığı, acele el koyma dosyasında alınan 16.01.2012 tarihli bilirkişi kurulu raporunda ise tapu kaydında bağ olarak kayıtlı olan taşınmazın bu niteliği taşımadığı, arazi üzerinde bağ bulunmadığının tespit edildiği belirtilerek, sulu tarım arazisi niteliğindeki taşınmaza buğday/bostan münavebesi uygulanmak suretiyle değer biçildiği anlaşılmaktadır.Bu itibarla, dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede sulu tarım yapılırken ekilen mutat münavebe ürünleri Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İl/İlçe Tarım Müdürlüklerinden sorulup, bunlara ait resmi veriler esas alınarak taşınmaza değer biçilmesi gerektiği gözetilmeden, fiilen bu özelliği taşımadığı halde, taşınmaza kapama bağ olarak değer biçen bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması, 2)Dava konusu taşınmazın konumu ve bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri dikkate alınarak, gelir metoduna göre tespit edilen metrekare birim bedeline % 10 oranında objektif değer artırıcı unsur ilave edilerek bedel tespit edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 3)Dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan ve 30.04.2014 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (C) harfi ile gösterilen 539,42 m2'lik kısmın mülkiyet bedeline hükmedildiği halde, bu bölümün davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline ilişkin hüküm kurulmaması, Doğru görülmemiştir.Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 19/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.