MAHKEMESİ : Bismil Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 06/12/2013NUMARASI : 2013/130-2013/957Taraflar arasındaki tapu kaydının hatalı oluşması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK.'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, tapu kaydının hatalı oluşması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK.'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu taşınmazın 1954 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında 165.000 metrekare olarak tespit gördüğü, Bismil Kadastro Müdürlüğünce 2010 yılında yapılan incelemelerde, taşınmazın tapulama çalışmaları sırasında yapılan tersimat hatası nedeniyle yüzölçümünün 113.046,07 m2 yerine 165.000 m2 olarak ölçüldüğünün tespit edilerek, yüzölçümünün düzeltilmesi için 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi uyarınca işlem yapıldığı, davacının yapılan bu işlem sonrasında, taşınmazın yüzölçümünde meydana gelen azalma nedeniyle uğradığı zararın tazminini talep ettiği anlaşılmıştır.4721 sayılı TMK.nun sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesinde "Tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararlardan devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder" hükmü yer almakta olup, tapu işlemleri kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK.nun 1007. maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulü gerekir.Açıklanan nedenlerle, kadastro işlemleri sırasında yapılan hata nedeniyle sonradan taşınmazın yüzölçümünün azalması nedeniyle açılan davada işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması,Doğru görülmemiştir.Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 01.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.