Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19387 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3076 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 08/04/2013NUMARASI : 2011/660-2013/210Taraflar arasındaki tapu kaydının hatalı oluşması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK.'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK.nun 1007.maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre; davacının pay satın aldığı Iraz Doğan’ın dava konusu 67 ve 76 parsel sayılı taşınmazlarda 167/1200 oranında hisse sahibi olduğu, Tapu Sicil Müdürlüğünce düzenlenen resmi senette davacıya taşınmazların 31/120 payın satıldığına dair işlem yapılmış ise de; satış senedindeki payların 167/1200 yerine, 31/120 olarak hatalı yazılması nedeniyle aynı senet üzerinde pay yönünden düzeltme yapıldığı ve düzeltme işleminin onaylandığı, bu düzeltilen satış senedine göre de tapuda davacının satın aldığı hisselerin doğru olarak tescilinin sağlandığı anlaşılmıştır.Bu nedenle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinden değildir.Davalı Hazine vekilinin temyizine gelince; TMK'un 1021/1 maddesine göre, kurulması kanunen tescile tabi ayni haklar tescil edilmedikçe varlık kazanamaz ve 1022/1 maddesi gereğince de ayni haklar kütüğe tescille doğar, sınırlarını ve tarihlerini tescile göre alır. Bu itibarla, esas olan düzenlenen resmi senet değil, tapu sicilidir. Hak tescil edilmedikçe davacı yönünden ayni hak niteliğini kazanmaz. 4721 sayılı TMK.nun 1007.maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder." hükmü yer almakta olup burada, devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü, sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden devlet, gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yükümlüdür. Söz konusu maddede de açıkça tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan söz edilmiştir. Kaldı ki tapu kayıtları aleni olup, davacının satıştan önce ve sonra satın aldığı şahsın tapudaki hisse miktarını öğrenmesini engelleyecek bir durum söz konusu olmadığı gibi, satış akit tablosunda payın hatalı yazılması nedeniyle de doğmuş bir zararı bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, yazılı gerekçelerle kabulüne karar verilmesi ,Doğru görülmemiştir.Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, davalı idare harçtan bağışık olduğundan harç alınmamasına, 01.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.