Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19277 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9480 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Dargeçit Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 21/01/2013NUMARASI : 2011/349-2013/23Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:- K A R A R –Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1-Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre; Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Taktir Komisyonunca resen belirlenen emlak vergi değerleri; emsal taşınmazın hükümet konağına, devlet hastanesine daha yakın olduğu gözetildiğinde, raporu hükme esas bilirkişi kurulunca dava konusu taşınmazın emsal kabul edilen taşınmazdan 5,36 kat değerli olduğunu kabul eden ve "serbest piyasa değerine göre hesaplama uygun bulunmuştur" kanaatini belirten, inandırıcı ve somut gerekçelere de dayandırılmayan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, emsal alınacak taşınmazın satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, hükümet konağı, adliye ve belediye binası gibi ilçenin merkezi yerlerine uzaklığı, emsallere olan mesafesini de gösterir işaretlenmiş krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, 2-Dava konusu taşınmazın acele el koyma kararından sonra davalı adına bankaya bloke edilen bedelin, tespit edilen kamulaştırma bedelinden mahsup edilerek fark bedelin ödenmesine karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde sadece tespit edilen kamulaştırma bedelinin karara yazılması, 3-2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içinde sonuçlandırılamadığından, Anayasa Mahkemesi'nin 19.12.2013 tarih ve 2013/817 başvuru numaralı 1. Bölüm kararı da göz önüne alınarak, kamulaştırma bedeline 17.03.2012 tarihinden karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmesi gerektiğinin düşünülmemesi,Doğru görülmemiştir. Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 01.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.