Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19127 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8711 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Halfeti Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 29/03/2013NUMARASI : 2010/328-2013/345Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ile, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 12. maddesine dayanan baraj için yapılan kamulaştırma sonucu çevrenin sosyal, ekonomik ve yerleşme düzeninin bozulması nedeniyle taşınmazdan ekonomik ve sosyal yönden yararlanma olanağı kalmadığı iddiasına dayanan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ile, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 12. maddesine dayanan baraj için yapılan kamulaştırma sonucu çevrenin sosyal, ekonomik ve yerleşme düzeninin bozulması nedeniyle taşınmazdan ekonomik ve sosyal yönden yararlanma olanağı kalmadığı iddiasına dayanan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne, karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Dava, 82 ada 48 parsel yönünden kamulaştırma bedelinin artırımına ilişkin olarak açılmış ise de 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 25.maddesi uyarınca hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi aynı yasanın 13.maddesi gereği yapılan tebligatla başlayacağından ve dava konusu taşınmaza fiilen el atıldığından davanın kamulaştırmasız el atma olarak değerlendirilmesi gerekirken bedel artırım olarak değerlendirilmesi sonuca etkili olmayacağından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Ancak;1-Arsa niteliğinde olan taşınmazlara, zemin bedeli yönünden 27.12.2012 havale tarihli bilirkişi raporunda belirlenen m2 birim fiyatı uyarınca, 82 ada 48 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki fıstık ağaçlarına ise kapama fıstık bahçesi olarak hesaplanan bedel ile tarım arazisi olarak hesaplanan bedel arasındaki fark alınmak suretiyle değer biçen 07.05.2012 tarihli rapor esas alınmak suretiyle hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi, 2-Baraj kamulaştırması nedeniyle taşınmazın bulunduğu bölgede yerleşme düzeninin bozulduğu, sosyal ve ekonomik yönden yararlanma olanaklarının ve ulaşım imkânlarının kısıtlandığı anlaşıldığından, kamulaştırılan kısım dışında kalan 82 ada 47 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan muhtesata el atılmaması nedeniyle muhtesat bedeline hükmedilmeyip,dava konusu taşınmaza ilişkin diğer hissedarların açtığı diremizin 2010/4687 esas 2010/8481 karar sayılı ilamı da gözönüne alındığında, arsa niteliğindeki taşınmazın yüzölçümüne göre değerinde % 12 oranında değer azalışı olacağı anlaşılmakla; bu hususta bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile taşınmazın tamamının bedeline hükmedilmesi ,3-Hükmedilen bedele dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğinin düşünülmemesi,4-Davalı idare harçtan muaf olduğu halde, ilam harcı alınmasına dair hüküm kurulması, 5-Davacıların miras bırakanlarından ve tapu kaydından gelen paylarının paydaları birleştirilip, ayrı ayrı hesaplanmak suretiyle denetime elverişli ek rapor alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması,Doğru görülmemiştir. Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 30.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.