MAHKEMESİ : Akyurt Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 09/12/2014NUMARASI : 2013/260-2014/260Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Taşınmaz üzerindeki yapılara resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek, ağaçlara ise yaş, cins ve verim durumlarına göre değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş ise de; taşınmazın zemin bedeli yönünden rapor geçersizdir. Şöyle ki; Kamulaştırma Kanununun kıymet takdir esaslarını belirten 11. maddesinin 1. fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların değerinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazların eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.Dava konusu taşınmazın değerinin tespitinde somut ve kıyasi emsal olarak incelenen taşınmazların bir kısmı Anonim Şirkete ve bankaya yapılan özel amaçlı satış olduğu gibi, kesinleşmiş mahkeme kararlarına esas bilirkişi raporlarında belirlenen m2 birim fiyatlarının emsal alındığı, ayrıca bazı emsallerin değerlendirme tarihindeki karşılıkları fiyat artış endeksleri uygulanmak suretiyle tespit edildikten sonra, satış tarihinden bu yana aradan geçen zaman içinde bölgede emlak fiyatlarında enflasyonun üzerinde artış olduğu gerekçesiyle soyut ifadelerle belirlenen m2 birim fiyatları üzerinden hesap yapılmak suretiyle ve birbirine bitişik-komşu parsellere taşınmazın üzerinde yapı bulunmasının zemin değerine etkisi olmayacağı gözetilmeden yetersiz gerekçe ile farklı birim fiyatları uygulanarak değer biçildiğinden alınan raporlar hüküm kurmaya elverişli değildir. Bu nedenle taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için yeniden imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazların ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, taşınmazların protokol yolu ile diğer ara yollara ve değeri etkileyen merkezlere olan uzaklıklarının geniş krokide gösterilmesi sağlanıp, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,Doğru görülmemiştir.Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 28/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.