Taraflar arasındaki bedel farkının geç ödenmesine ilişkin munzam zarar talebi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, kamulaştırma bedel farkının geç ödenmesine ilişkin munzam zarar talebine ilişkindir.Borçlar Kanununun 105. maddesi uyarınca alacaklının duçar olduğu zarar geçmiş günler faizinden fazla olduğu surette borçlu, bu zararı dahi tazmin etmekle mükelleftir.Kanun koyucu para borcunun ödenmesinde temerrüde düşülmesi halinde, bir zararın mevcut olduğunu kural olarak benimsemiştir. Bu zararın tazmini iki bölüm de düşünülmüştür. Birinci bölüm ispat edilmeden tahsili talep edilecek zarar miktarıdır ki, bu temerrüt faizidir. Diğer bir deyişle temerrüt faizi miktarınca alacaklının zarara uğradığı yasal bir karine olarak kabul edilmiştir. Bunun dışındaki, yani temerrüt faizini aşan zararını davacı ispat etmek zorundadır. Davacının temerrüt faizini aşan zararının kabul edilmesi için herhangi bir yasal karineden istifade etmek olanağı yoktur. Temerrüt faizini aşan zarar ispat edilmediğinden, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün (ONANMASINA), onama harcının temyiz edenden alınmasına, 26.2.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.